BEL FITIĞI TERAPİLERİ
Beldeki ağrıların en sık nedenlerinden birisi bel fıtığıdır. En sık gençler ve orta yaşlılarda görülür.
Üç aydan kısa süren bel ve bacak ağrısı ile buna bağlı aktivitelerde kısıtlanma, akut bel ağrısının bulgularıdır.Bu hastaların büyük bir kısmı 1 ay içinde kendiliğinden düzelerek normal yaşama dönerler.
Kronik bel ağrısı demek için; 3 aydan uzun süren bir ağrı ve buna bağlı aktivitede kısıtlanma olması gerekir. Ağrı, hastaların çoğunda bir neden olmaksızın aniden başlayabildiği gibi ağır kaldırma, gövdenin ani çevrilmesi ya da bir travma ile de oluşabilir.
Önce bir bel ağrısı, sonrasında bacak ağrısı (siyatalji) ile devam eder.Pozisyon değiştirmekle ağrılar artar.Uzun süre oturma ve öne eğilme ile disk içi basınç artacağından ağrılar artar. Öksürmek, hapşırmakla ağrının artması bel fıtığı olasılığını artırır.
Bel fıtığı olan hastalar beldeki ağrıdan çok bacak ve kalçaya vuran ağrı şikayetleri ile doktora başvururlar. Tutulan sinir köküne bağlı olarak bacaklarda ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma ve hissizlik oluşabilir.Erişkinlerin %80 inde hayatının bir döneminde en az bir kere bel ağrısı şikayeti olabilir. Bunların büyük bir kısmı 2-4 hafta içinde iyileşirler. Cerrahi olarak tedavi edilenler ise % 1-4 arasındadır.
Biyofrekans terapisi ile bozulan intervertebral disklerin yeniden onarımı; hücrelerin kendi kendine yenilenmesi ile sağlanabilir. Bozulan frekanslar yok edilip, olması gereken frekansa çevrilerek ağrı, ödem ve kronik doku hasarı giderilebilir.
Tedavide etkili olmak için yatak istirahati şarttır. Yatarken en uygun pozisyon yan yatıp bacakların karna doğru çekilmesidir.Böylece omurların arası açılıp sinirlere olan bası azalacağından hastanın ağrısı hafifleyecektir.
Belli bir süre yatak istirahatinin ardından yürüme, bisiklete binme, yüzme gibi egzersizler yapılarak kaslarda güçlenme sağlanmalıdır.
Bel fıtıklarının büyük çoğunluğu ameliyatsız tedavi edilebilmekte olup, biyofrekans yöntemi etkin bir ameliyatsız tedavi şeklidir. Biyofrekans yönteminde; hastadan aldığımız kan ile hastalığına neden olabilen besin intoleransları, virüs, bakteri, parazit, toksinler ve ağır metaller saptanır.Önce bunların vücuttan atılımı, temizlenmesi ve uyumlanması yapılıp, sonrasında hastalığa özgü programlar yapılarak tedavisi düzenlenir. Hastaların tedavisi bitip ,ağrıları geçtikten sonra da 6 ay süre ile ayda bir destekleyici tedaviler uygulamakta fayda görüyoruz.